Nedamet

Nedamet
Photo by Jason Leung / Unsplash

Bir trenin camı buğulanır,
Veda, uzaklaşan bir garda sonsuza çalınır,
Zaman ıslanır,
Bir teslimiyettir avuçlara sinen.

Dağlara çöken siste yiter mi laleler?
Kuşlar göç etmişse bir daha dönmemek üzere,
Rüzgarın ıslığına boyun eğer mi geridekiler?

Nasıl temizlenir paslı ayna?
Nasıl yansır hakikat pasların ardından?
Pas tutmaz mı kalp, nedamet izi taşımadan?

Yeniden doğum için düşürülmüş bir başka perde midir?
Yoksa dervişin nefsini dövdüğü o tokmağın sesi mi?
O ses ki, çınlayıp durur.

Bir şairin umududur, satır aralarına bezediği özlem,
Anlaşıldığı an, dağları deviren bir heyelan,
Zaman kurur,
Yine de toprağı yarar laleler, doğrulur.